Bir akademisyen olan Ozan Ömer Kadüker, “Bilgelik Olarak Dijital İşletmecilik’ Comte’un ‘Religion of Humanity’sinden Sonra Sosyal Bilimler İçin Yeni Bir Felsefi Açılım Sunabilir mi?” başlıklı makalesi bilimsel bir dergide yer aldı. Ama makalede yer alan kaynaklar oldukça tuhaftı. Örneğin, “Dariyus’a deyyus denmesinin psişik değeri üzerine çözümlemeler, Persopolis Yayıncılık”, “Desem Bir Türlü Demesem Bin Dert Toplumsal Araştırmalar Dergisi”, “Oğuz K. (M.Ö. 3000) Demir dağları delerken: Ötüken yolu yokuştur, Altıntuğ Yayıncılık”, Gamalı Haç Yayınları, Hurafe Yayınları gibi komik isimde uydurma yayınlar bile vardı.
Akademisyen Ozan Ömer Kadüker, makalesinin yayımlanma nedenini Milliyet’e anlattı. Makalede yer alan kaynakların açıkça sahte olduğunu belirtti ve akademik dergi standartlarının düştüğüne vurgu yaptı. Ayrıca, ücret karşılığında makalenin direkt olarak yayınlandığı dergilerin de var olduğunu paylaştı. Kendisinin de bu durumu göstermek istediğini ve bu amaçla bilinçli olarak tuhaf kaynaklar kullandığını açıkladı.
Kadüker’in bu hareketi bir fizikçi olan Alan Sokal’ın 1996’da benzer bir eylemi gerçekleştirmesiyle benzeşti. Sokal’ın hatalar ekleyerek gönderdiği makale, fark edilmeden yayımlanmıştı. Böylelikle Coşkun’un makalesi akademi tarihine ‘Türkiye’nin Sokal olayı’ olarak geçti. Makalede, aynı şekilde alakasız cümleler, sahte kaynakçalar bulunuyordu. Bilim dünyasında yarattığı etki Küçük Emrah gibi ünlü isimlere yapılan göndermelerle de arttı. Editörlerden ve hakemlerden ise hiçbir tepki almadı, yalnızca bazı küçük düzeltme önerileri geldi.