İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İran’ın hava saldırılarını bir fırsat olarak gördüğünü belirtti. Nefatim Hava Üssü’nün zarar gördüğü saldırılarda, İran, Irak, Yemen ve Lübnan’dan İsrail’e 350’den fazla balistik füze, seyir füzesi, insansız hava aracı ve füze fırlatıldığı ortaya çıktı. Halevi, bu saldırıları durdurmak için uluslararası bir koalisyonun harekete geçtiğini ve İsrail ordusunun ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), İngiltere, Fransa ve diğer ortaklarla birlikte çalıştığını açıkladı. İran’ın saldırıların engellenmesinde işbirliği yapılan ülkelerle yeni iş birliği fırsatları oluşturulduğunu söyleyen Halevi, İran’ın saldırılarına karşılık vereceklerini de vurguladı.
İsrail, 1 Nisan’da Şam’daki İran konsolosluğuna düzenlediği hava saldırısında 7 İranlı yetkilinin ölümüne neden olmuştu. Bu saldırı sonrasında İran, misilleme yapacağını duyurmuş, İsrail ise karşılık vereceğini belirtmişti. 13 Nisan’da ise İran, İsrail’e kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzeleriyle saldırı başlatmıştı. İran, bazı hedeflerin vurulduğunu açıklarken, İsrail ise saldırıların çoğunu savunma sistemleri ile engellediğini fakat güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini bildirdi. İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’a karşı “açık ve etkili” bir şekilde karşılık vereceğini iddia etmişti.
Herzi Halevi, İsrail’in uluslararası ortaklarıyla iş birliği yaparak İran’ın saldırılarına karşı başarılı bir savunma gerçekleştirdiğini ve bölgede yeni iş birliği fırsatları doğduğunu ifade etti. İsrail ordusu, durumu değerlendirip hazırlık seviyelerini en üst düzeyde tutmaya devam ediyor. Bu gelişmeler, Orta Doğu’da artan gerilimlerin ve çatışmaların geldiği noktayı gösteriyor. İsrail’in bölgedeki güvenliğini sağlamak adına uluslararası ittifaklarla iş birliği içinde hareket etmeye devam edeceği belirtiliyor.
Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin açıklamaları, bölgede artan tansiyona dikkat çekiyor. İran’ın İsrail’e yönelik saldırıları ve İsrail’in karşılık verme stratejileri, bölgedeki hava saldırılarının vahim sonuçlarına işaret ediyor. Uluslararası toplumun bu gelişmeler karşısında nasıl bir tavır alacağı da merak konusu. Ancak Halevi’nin vurguladığı gibi, İsrail’in uluslararası ortaklarıyla iş birliği içinde hareket ederek güvenliğini sağlama çabaları devam ediyor. Bu süreçte bölgenin geleceğine dair belirsizlikler devam ederken, taraflar arasındaki gerilimin artması endişe verici bir boyut kazanmış durumda.