İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee’nin Gazze’nin doğusundaki bölgelerde yaşayan Filistinlilere yaptığı çağrı sonrasında göç yeniden başladı. Adraee, çeşitli belediyeleri ve bölgeleri boşaltmalarını isteyerek “insani bölgelere” gitmelerini söyledi. Bunun üzerine Binlerce Filistinli, yanlarına sadece birkaç parça eşya ve yiyecek alarak Deyr el-Belah’ı terk etmeye başladı. İsrail ordusu ayrıca Gazze’nin orta kesiminde yaşayan bireylerden de evlerini terk etmelerini istedi.
Gazze, İsrail’in “güvenli bölge” ilan ettiği bir hedef haline geldi ve bu bölgelerde yaşayan siviller de saldırıların hedefi haline geldi. Gazze’nin, İsrail saldırıları nedeniyle zorla yerinden edilmiş olan Filistinlilerin açık hava hapishanesine dönüştüğü belirtiliyor. Bu süreçte Gazze’de yaşayan insanlar, saldırılar nedeniyle, gıda sıkıntısı nedeniyle ve zorunlu göçün getirdiği zorluklarla mücadele ediyorlar.
İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı saldırılardan bu yana Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinliler, sürekli olarak bir yerden başka bir yere yerinden ediliyor. BM verilerine göre, Gazze’de yaşayan neredeyse her 10 kişiden 9’u, İsrail saldırıları nedeniyle zorla yerlerinden edilmiş durumda. Gazze’deki insanlar, sadece saldırılardan değil, aynı zamanda zorunlu göç nedeniyle de büyük sıkıntılar yaşıyorlar. İsrail’in saldırılarından kaçan Filistinliler, çaresizlik içinde geçici barınma alanlarında yaşam mücadelesi veriyorlar.
Gazze’deki insanların çoğunluğu, her ay zorla göç etmek zorunda kalıyorlar. İsrail’in saldırıları ve zorla yerinden edilme süreci, Gazze’deki yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor. Gazze’de yaşanan bu zorunlu göç süreci, İsrail’in Filistinlilere karşı yürüttüğü sistematik bir silah gibi işlev görmeye başladı. Gazze’deki siviller, devam eden çatışmaların ortasında hayatta kalmaya çalışıyorlar ve her geçen gün zorlaştırılan yaşam koşullarıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
