UCM Başsavcısı Kerim Han, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” çıkartılması için başvuruda bulundu. Han, UCM’nin Filistin topraklarında işlenen suçlar konusunda İsrailli yetkililere yönelik yargı yetkisini vurgulayarak, Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama talebinin bir an önce karara bağlanmasını istedi. Han, UCM’den, İsrailli yetkililer hakkında yargılama yetkisi olduğuna hükmetmesini istedi ve Oslo Anlaşmaları’nın bu yargı yetkisini engellemediğini belirtti.
Han, İsrail’in 1967’den bu yana Batı Şeria ve Gazze’yi işgal altında tuttuğunu ve Doğu Kudüs’ü ilhak ettiğini ifade ederek, mağdurların uluslararası düzeyde tanınan haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İsrail’in, özellikle Netanyahu ve Gallant’ın karıştığı suçlara ilişkin herhangi bir soruşturma başlatmadığını belirten Han, bu durumda Mahkemenin harekete geçme yetkisi ve sorumluluğu olduğunu dile getirdi. Han, açılan soruşturmanın kabul edilebilirlik şartlarını taşıdığını ileri sürerek, Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama talebinin “ivedilikle” karara bağlanmasını talep etti.
İngiltere, 10 Haziran 2024’te Filistin’in Oslo Anlaşmaları uyarınca İsrail vatandaşları üzerinde cezai yargı yetkisi kullanamadığı durumlarda, UCM’nin İsrail vatandaşları üzerinde yargı yetkisi kullanıp kullanamayacağı konusunda yazılı beyanla gözlemlerini sunma talebinde bulundu. UCM Ön İnceleme Dairesi, 27 Haziran 2024’teki kararında İngiltere’nin talebini kabul ederek 12 Temmuz 2024’e kadar yazılı görüşlerini sunması talimatını verdi. İngiltere’nin bu girişimi üzerine UCM, 64 kişi, kuruluş ve ülkeden gelen beyanları da kabul etti.
Han’ın başvurusu, İsrail’in iç soruşturma yapmadığı ve UCM’nin harekete geçme yetkisinin olduğu noktasında odaklandı. Netanyahu ve Gallant hakkında yapılan soruşturmanın kabul edilebilirlik şartlarını taşıdığı kanısında olan Han, İsrail’in uluslararası düzeyde tanınan haklara saygı göstermesi gerektiğini vurguladı. Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararının bir an önce karara bağlanması ve bu sürecin ivedilikle sonuçlandırılması gerektiğine inanan Han, UCM’nin bu konuda hassasiyetle yaklaşmasını talep etti.
