ABD’de S&P 500 Endeksi’ndeki dalgalanmayı gösteren ve “korku endeksi” olarak da bilinen VIX Endeksi, küresel piyasalarda devam eden toparlanma eğiliminin ardından düşüş gösterdi. ABD ekonomisindeki resesyon endişesi nedeniyle küresel piyasalarda pazartesi günü sert düşüşler yaşandı, ancak haftanın üçüncü işlem gününde toparlanma eğilimi gözlendi. ABD’de ekonomik verilerin hala güçlü bir ekonomik büyümeye işaret etmesi, resesyon endişelerini azalttı. Atlanta Fed, 3. çeyreğe ilişkin büyüme tahminini yüzde 2,5’ten yüzde 2,9’a çıkardı. Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkan Yardımcısı Shinichi Uchida, mali piyasalarda keskin dalgalanmalar yaşandığını belirterek, faiz oranlarını yükseltmeyeceklerini açıkladı. Yen değer kaybederken, dolar/yen paritesi yükseldi. VIX Endeksi ise pazartesi günü 4 yılın zirvesine çıktıktan sonra gerileyerek 27,71 seviyesine düştü.
BoJ, ülkedeki hızlı ücret artışları nedeniyle 2007’den bu yana ilk defa mart ayında faiz artırımına gitmişti. Nikkei 225 Endeksi ise BoJ’un politikalarının şahinleşmesi ve küresel resesyon endişeleriyle birlikte pazartesi günü tarihin en büyük düşüşlerinden birini yaşayarak yüzde 12,40 değer kaybetmişti. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar, ekonomik veriler ve merkez bankası politikalarıyla birlikte yatırımcıların korku endeksleri üzerindeki baskıları artırdı. Ancak, toparlanma eğilimi ve ekonomik büyümeye dair olumlu veriler, endişeleri azaltmaya yardımcı oldu. Japonya ve ABD gibi büyük ekonomilerdeki faiz politikaları ve ekonomik göstergeler, küresel piyasalarda güvenin sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.
VIX Endeksi’nin düşüşü, yatırımcıların risk iştahında bir artış yaşandığını gösterirken, küresel piyasalarda belirsizlik devam ediyor. Merkez bankalarının faiz politikaları ve ekonomik göstergelerin yanı sıra, jeopolitik riskler ve ticaret savaşları gibi faktörler de yatırımcıların kararlarını etkileyebiliyor. ABD ve Japonya gibi ekonomik güçlerdeki gelişmeler, küresel piyasalardaki trendleri belirleyebilir ve yatırımcıların risk algısını etkileyebilir. Sonuç olarak, küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve endişeler, ekonomik veriler ve merkez bankası politikaları ile yakından ilişkilidir ve yatırımcılar için önemli bir değerlendirme konusudur.