DSÖ Sözcüsü Margaret Harris’in, Maymun Çiçeği virüsünün Covid-19’a göre daha kolay kontrol altına alınabileceğini belirtmesi, dünya genelinde endişelere sebep olmuş ve “Covid-19’un ardından yeni bir süreç başlayabilir mi?” sorusunu gündeme getirmiştir. DSÖ’nün geçen hafta Maymun Çiçeği virüsünü “uluslararası önemde bir halk sağlığı acil durumu” olarak ilan etmesi ve bu konuda dünya çapında endişelerin artması, virüsün hızla yayılmaya başladığının bir göstergesidir.
Margaret Harris, Maymun Çiçeği virüsünün genetik olarak “Klad 1 ve Klad 2” olmak üzere iki türü bulunduğunu açıklamıştır. Özellikle geçen yıl ortaya çıkan ve hızla yayılan “Klad 1b” türündeki virüsün endişe verici olduğunu belirten Harris, bu türün özellikle çocuklar arasında yüksek ölüm oranına sebep olduğunu ifade etmiştir. 2023 yılında görülen vaka sayısının geçmiş yıllara göre daha fazla olduğu ve virüsün diğer ülkelere de sıçradığı bilgisi verilmiştir.
Maymun Çiçeği virüsünün hızla yayılmasıyla birlikte özellikle savunmasız gruplar arasında, özellikle de çocuklar arasında yüksek ölüm oranları tespit edilmektedir. Çatışma bölgelerinde yaşayan ve zayıf bağışıklık sistemine sahip kişilerle ilgili de endişeler dile getirilmiştir. Harris, virüsün tedavisi için özel bir ilaç bulunmadığını ancak semptomatik tedavinin etkili olduğunu söylemiştir.
Maymun Çiçeği virüsünün yayılmasını durdurmak için toplumsal aşılama ve basit halk sağlığı önlemlerinin alınması gerektiğini vurgulayan Harris, virüsün aktif bir şekilde durdurulabileceğini ifade etmiştir. Virüsün tespit edilmesi, izolasyon ve temaslıların takip edilmesi gibi önemli adımların atılması gerektiğini belirtmiştir.
Maymun Çiçeği virüsünün dünya çapında yayılmasının ve bir pandemiye dönüşmesinin istenmediğini vurgulayan Harris, fiziksel temasın virüsün bulaşmasında önemli bir rol oynadığını ve bu sebeple Covid-19’dan farklı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, aşıların etkinliğine ve önemine değinmiş, virüsle mücadelede toplumların iş birliğinin kritik olduğunu vurgulamıştır.
Sonuç olarak, Maymun Çiçeği virüsünün ciddi bir tehdit oluşturduğu ve hızla yayılarak ölümlere sebep olduğu bilinmektedir. DSÖ’nün bu konuya özel önem vermesi ve hastalığın kontrol altına alınması için gerekli adımların atılması gerektiği belirtilmiştir. Toplumsal bilinçlendirme, aşılamalar ve halk sağlığı önlemlerinin önemi vurgulanmıştır.
