Usta sanatçı Perihan Savaş, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “İş’te Kadın” konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
Samimi bir üslupla soruları yanıtlayan Savaş, “Sinema ve tiyatroda kadınlar üzerinde kurulan güzellik baskısı hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi:
“Yeşilçam döneminde gerçekten çok güzel kadınlar vardı ve onları takip eden nesil de estetik açıdan hoştu. Bu nedenle estetik yaptırmak gibi kaygılarımız yoktu. Ancak günümüzde benzer görünme modası hakim. Genç ve pırıl pırıl bireylerin bu baskıya maruz kalmasını gereksiz buluyorum. Bu durumu kimse dayatmıyor, insanlar bunu kendileri yapıyor. Örneğin, estetik yaptıran birine ‘Ne kadar güzel olmuş!’ denilince, diğerleri de yaptırma yoluna gidiyor. Eğer birinin burnu gerçekten kötü ise onu anlarım. Fakat henüz 25 yaşındaki birinin estetik kaygısı taşımasını anlayamıyorum. Zira bu durum, onun mimiklerini ve oyunculuğunu etkileyecektir. Güzellik sadece dış görünümle değil, kişinin gözündeki ışıltı ve bakış açısıyla da ilgilidir; bunlar oyunculuğu geliştirmek için çok önemlidir.”
Savaş, söyleşi esnasında geçtiğimiz mart ayında vefat eden usta oyuncu Filiz Akın hakkında da duygularını paylaştı:
“FİLİZ KİBAR VE GÜZEL”
“Filiz Akın’la birlikte herhangi bir projede yer almadım ama tanıştık ve birlikte zaman geçirdik. Bodrum’a yerleştikten sonra sürekli ‘Gelin şu yemeği yapacağım’ diye davetler alıyordum. Kibar, güzel ve çok özel bir insandı. Bir keresinde çaya gitmiştik ve limonlu cheesecake yapmıştı. O lezzet hâlâ damağımda, hatta tarifini aldım, evde saklıyorum. Her yaptığımda onu hatırlıyorum.”
“HER YERDE ERKEK”
Perihan Savaş, dizi ve sinema sektöründeki erkek egemenliği üzerine de eleştirilerde bulundu: “Yeşilçam döneminden bu yana erkek egemenliğini görüyoruz. Yönetmenler, kameramanlar, yapımcılar erkek. Set ekipleri, ışık ve ses düzenleme ekipleri de erkek. Bu erkek egemenliği içerisinde bizler var olmaya çalışıyoruz. Bilge Olgaç, tanıdığım çok değerli bir yönetmendir ve kadın yönetmen olarak kendi projelerini çekme çabası içerisindeydi, ancak belli bir noktadan sonra önü kesiliyordu. Bunun nedeni ise kadın olmasıydı. ‘O daha duygusal bakıyor’ gibi önyargılarla karşılaşıyordu. Bırakın kadınlar istediklerini yapsın. Bu durum günümüzde de devam etmekte ve maalesef kadınlar ikinci planda tutuluyor.”