Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreni sonrasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e gerçekleştirilen saldırı, demokrasi, barış ve kardeşlik ilkelerine bir darbe niteliği taşımaktadır.
TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreninde, kıymetli değerlerin altı çizilen konuşmaların ardından ana muhalefet partisinin liderine yapılan bu saldırı, sadece CHP’lileri değil, aynı zamanda tüm sağduyulu vatandaşları da derinden üzmüştür. Bu girişim, hem siyasetçinin özgürlüğüne yönelik bir tehdit, hem de önceden planlandığını gösteren görüntüler ile desteklenen bir eylemdir. CHP Genel Başkanı’na bu denli yaklaşıp, o alçak yumruğu atmak, elbette bir cesaret meselesi. Bu durum dikkatle incelenmelidir.
Saldırgan Selçuk Tengioğlu’nun ilk sözleri arasında “Ben Osmanlı çocuğuyum” ifadesi olduğu iddia edilmiştir. Ayrıca, 2004 yılında İskenderun’da iki çocuğun ölümüne sebep olan ve iki çocuğu da yaralayan bu kişi, müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve 17 yıl cezaevinde kaldıktan sonra infaz yasası gereği serbest bırakılmıştır. Toplumda bir tehdit unsuru haline gelen Tengioğlu’nun psikolojik sorunları olduğu da ağabeyi tarafından dile getirilmiştir. Bu tür saldırılara karışanlar genellikle psikolojik sorunlar yaşayan kişilerden oluşmaktadır. Ancak, böyle basit nedenlerle geçiştirilemeyecek kadar ciddi bir mesele bu. Saldırganın elinde bıçak veya silah bulunsaydı, Özgür Özel’in başına gelenlerden kim sorumlu olacaktı?
Saldırının arkasında yatan asıl motivasyonun veya başka unsurların bulunup bulunmadığı, devam eden soruşturma ile ortaya çıkacak. Ancak bu olay, basit bir bireysel saldırı olarak kesinlikle değerlendirilemez. Savcıların detaylı bir araştırma yapması ve bu durumu didik didik etmesi şart. Ana muhalefet liderine benzer bir saldırı gerçekleştirenler, eskiden ya da gelecekte diğer siyasi figürlere de benzer eylemlerde bulunabilir.
Özgür Özel’e yapılan bu saldırı, siyasi dilin birleştirici ve kucaklayıcı olmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Siyasetçilerin en üst düzeyden en alt düzeye kadar bu noktaya dikkat etmesi gerekmektedir. Zira aksi halde, Selçuk Tengioğlu gibi kişiler, toplumda terör estirip böyle menfur eylemler gerçekleştirebilir.
Hatırlanacağı üzere, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da 21 Nisan 2019 tarihinde, şehit Yener Kırıkçı’nın cenazesinde benzer bir saldırıya maruz kalmış ve kışkırtılan bir öfkeli kalabalık arasında canını zor kurtarmıştır. Olayın ardından yapılan soruşturma sonucunda, saldırganın bir inek hırsızı olduğu tespit edilmiştir. Organize bir saldırı olduğu aşikar olduğu halde, bu durum “bir meczubun işi” olarak geçiştirilmeye çalışılmıştır. Kılıçdaroğlu’na TBMM’de de saldırılmış ve burada da saldırganın “psikolojisi bozuk” olduğu ifade edilmiştir. CHP Genel Başkanlarına yönelik saldırılar genellikle bu tür bahanelerle örtbas edilmeye çalışılmaktadır. Bu kadar basit gerekçelerle bu durumu geçiştirmek mümkün değildir.
Özgür Özel’e yöneltilen bu alçak yumruk, sadece bir psikolojik sorunla başa çıkmak yerine, daha derin sorunları gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu eylem, demokrasiye, toplumsal huzura ve siyasi dengeye büyük bir tehdit oluşturmuştur.
Bu tür alçak eylemlerin bir daha yaşanmaması için siyasetçilerin söylemlerine, diline ve eylemlerine son derece dikkat etmeleri gerekmektedir. Aksi halde, meczup ya da psikolojik sorunları olan kişiler, kendilerine görev bildikleri bu tür saldırıları sürdürme cesaretini bulabilir. Toplum, huzur ve barış ortamında yaşamak istemektedir.