Emperyalizme karşı başlatılan “Milli Mücadele”nin ilk adımının atıldığı yer olan Samsun, geçmişten günümüze Türkiye’nin tarih, kültür ve doğa turizmi merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Uzun yıllar önce, Karadeniz turu düzenleyen operasyonlar tarafından sadece “simit” almak için duraklanmayan Samsun, Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da bulunduğu ve daha sonra Gazi Müzesi’ne dönüşen “Mıntıka Palas Oteli”, şehrin sembolü haline gelen Onur Anıtı, Bandırma Vapuru’nun replikası ve Atatürk ile silah arkadaşlarının karaya ayak bastığı Tütün İskelesi’ndeki balmumu heykelleri, 1919 Samsun Panoroma ve Samsun Müzesiyle bugünün ziyaretçi akınına uğruyor.
Dönemin valisi Metin İlyas Aksoy’un “Bandırma Vapuru” projeleri ile Hasan Basri Güzeloğlu’nun “Panorama 1919 Müzesi”ne olan katkıları oldukça büyüktü. Vali Aksoy’a, “Bandırma Vapuru”nun yapımına karşı çıkanlar, bugünün gelişmelerini göremeyen kişilerdi.
Ayrıca, döneminin Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti MKYK Üyesi Samsun Milletvekili Yusuf Ziya Yılmaz’ın bu projelere olan katkıları da yadsınamaz bir gerçektir. Bandırma Vapuru’nun bakımı, onarımı ve ihtiyaçlarının Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanması, bu milli simgenin ayakta kalmasını sağlamıştır.
Yusuf Ziya Yılmaz ayrıca, Tütün İskelesi’nde Atatürk ve 18 silah arkadaşının Samsun’a ayak basışını temsil eden balmumu heykellerini, Anadolu Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e yaptırarak, şehrin tarihi dokusunu zenginleştirmiştir.
Samsun’un “Müzeler şehri” olması açısından Yılmaz’ın katkısı önemliydi. Kurtuluş Mücadelesi’ne Anadolu’dan ilk destek veren yetkin kişilerden biri olan Sadi Tekkesi, “Kuva-i Milliye Ruhu Müzesi”ne dönüştürülmüştür. Kent Müzesi, Cerrahi Aletler ve Sağlık Müzesi de açılarak şehrin kültürel zenginliğine katkıda bulunmuştur. Daha sonra yapımı ve tamamlanmasında AK Parti MKYK Üyesi Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan’ın önemli rol üstlendiği Samsun Müzesi de hizmete girmiştir.
Milli Mücadele’nin stratejisinin ilk adımlarının atıldığı, ilk mitinglerin yapıldığı ve ilk örgütlenmelerin gerçekleştiği Havza’daki, eski adıyla Mesudiye Oteli’nin Atatürk Evi Müzesi olarak 2002 yılında restore edilerek açılması bir diğer önemli kazanım olmuştur.
Müzelerden söz etmişken, Alaçam Mübadele Müzesi ve Bafra Tütün Müzesi’ni de unutmamak gerekir. Samsun, resmen bir “Müzeler şehri” haline gelmiştir.
Vezirköprü ve Ladik başta olmak üzere eski Osmanlı yapıları, Tekkeköy mağaraları, Bafra Kral Kaya Mezarları, Terme Amazon Tabiat Parkı, Çarşamba, Alaçam, Asarcık, Yakakent, Ayvacık ile Kavak’ın doğal güzellikleri, 19 Mayıs, Bafra ve Alaçam’ı kapsayan Kızılırmak Deltası’ndaki Kuş Cenneti ve Vezirköprü-Bafra arasındaki Şahinkaya Kanyonu da bu zenginliğe katkı sağlamaktadır.
Tabii ki, çivisiz ahşap camilerden, şelalelerden, yaylalardan ve kış turizminin popüler merkezi olan Ladik’ten de bahsetmek elzemdir. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Samsun Milletvekili Dr. Mehmet Muş, aday olduğu dönemde “İsviçre Alp Dağları” gibi tanımladığı bu doğal güzellikler için Türkiye Turizmi Tanıtım Ajansı’nın bir video hazırlamasını sağladı. Bu görseller, Türk Hava Yolları uçaklarında ve geniş bir medyada sıkça yayınlandı.
Samsun, ilk kez “Kültür Yolu Festivali” kapsamında Dr. Muş sayesinde yer aldı. Yazdıklarım aklıma gelen ilk örnekler oldu. Belki de atladıklarım da vardır ama bu örnekler bile Samsun’un büyük turizm potansiyelini vurgulamaya yetecektir.
Dün, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle, çevre iller başta olmak üzere Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen kalabalıkla beraber Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve kuvvet komutanlarının şehirde bulunması, bu anlamlı günde Samsun’un önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Avrupa’da tarihi yapılar içerisindeki iki demir parçasının sanal öykülerle anlatılmasını izlemek, bu potansiyeli yeterince ifade edememek can sıkıcı. Turizm, sabırlı bir süreç gerektiriyor elbette. Eğer bu zenginlikleri yeterince iyi anlatabilirsek, Samsun’da pek çok şeyin değişeceğini göreceğiz!
