Yakın bir arkadaşım bu olayı anlattığında, gözlerimdeki şok ifadesini gizlemekte zorlandım.
“Böyle bir şey nasıl olabilir?” diyerek itiraz ettim, tedirgin oldum…
Arkadaşımın aktardığına göre; Atakum’un Büyükkolpınar Mahallesi’nde bulunan bir sitenin halı sahasında, 12-13 yaşlarındaki üç çocuk, 6.5 yaşında bir çocuğu acımasızca döverek hastaneye kaldırıldığını bildirmişti…
Küçük çocuk, aldığı darbeler neticesinde beyin kanaması geçirerek yoğun bakımda tedavi edilmek zorunda kalmıştı…
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Merve İlhan’dan, mağdur çocuğun avukatının ismini vererek konuyu derinlemesine araştırmasını talep ettim…
Birkaç süre sonra Merve İlhan’dan, elde ettiği ilk bilgileri paylaştı. Mağdur çocuğun avukatı Işınsu Memişoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmeyi detaylandırdı…
Onun anlattıkları sırasında gözlerim dolmamak için kendimi zor tutarken, çocuğun yaşadığı korkunç durumu hayal etmekte zorlandım…
Daha sonra olayın ardından eve dönen küçük çocuk, annesine neden bu hale geldiğini anlatırken “Top çarptı”
Hastanede yapılan ilk muayenede küçük çocuğun beyin kanaması geçirdiği tespit edildi…
Annesinin gözünde dünya adeta yıkılmıştı. Daha 6.5 yaşında bir evlat…
Annesinin durumunu gördükten sonra gerçeği açıklamak zorunda kaldı…
Hastane polisi durumu tutanak altına aldı ve aile şikâyetçi oldu. Ardından polis, olayla ilgili gerekli araştırmayı yaparak güvenlik kamera kayıtlarına ulaştı…
Kayıtlarda dövme anı görünmüyordu. 13 yaşlarında olan K.Ç. ve Y.Y.G. isimli iki çocuk, G.N.’yi halı sahanın içinde defalarca havaya kaldırıp yere fırlatıyordu. Küçük çocuk düşüp kalkmasına rağmen hep aynı acıyı yaşıyordu…
Olay sanki bir oyun gibiydi…
Diğer üçüncü çocuğun ise olay yerine sonradan geldiği ve müdahale etmediği tespit edildi…
Cumhuriyet Savcılığı’nın konuyla ilgili başlattığı soruşturma neticesinde, mahkeme iki çocuğu yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bıraktı…
Bu gerçekten kabul edilemez bir durum…
Bir yanda yoğun bakımda hayatta kalma mücadelesi veren küçük bir çocuk, diğer yanda adli süreçte travma yaşayan ve bunu unutamayacak olan iki genç…
Ve onların yaşadığı bu acı olay karşısında yüreği yanan anne ve babalar…
Şimdi, “Suçlu kim?” diye sorarsak;
“Hepimiz” yanıtını vereceğim.
Çünkü; merhametin ve sevginin unutulduğu, şiddetin ise teşvik edildiği bir toplumda büyüyen bu çocuklardan başka ne beklenebilirdi ki?..
Şiddet Oyun Mu? Çocuklar Arasındaki Dehşet!
