Cansel Elçin ve Zeynep Tuğçe Bayat, 2010 yılında ‘Gönülçelen’ dizisinde tanışarak 2020 yılında evlilik yolunda adım attılar.
Geçtiğimiz aylarda babalık heyecanı yaşayan Elçin, sosyal medya platformunda 8 yıl önce kaybettiği babasına yönelik duygusal bir paylaşımda bulundu.
Daha önce paylaştığı bir gönderiyi hikayesinde tekrar paylaşan Elçin, babası hakkında şu duygusal ifadelere yer verdi: “Hiç kimseyi dinlemezdin. Her şeyi kafana göre yapardın. İnsanlara güvenmezdin. Hayata, dünyaya ters taraftan bakardın. Kimisi sana deli derdi. Ne diyorsunuz… Ne yapıyorsunuz… Öyle şey olur mu Nevzat Bey? Ama sonunda her zamanki gibi haklı çıkardın. Senin sohbetlerini insanlar saatlerce dinlerdi. Bizi son anına kadar güldürmeyi başarmıştın.”
“DÜNYANIN TEK ZENGİNLİĞİNİ ÖĞRETTİN”
Elçin, babasının kendisine gezmenin ve paylaşmanın değerini öğrettiğini belirtirken, şu sözleri ekledi: “Bana dünyada tek zenginliğin gezmek ve paylaşmak olduğunu sen öğrettin. Hayvanları sevmeyi, Sabahattin Ali’yi okumayı, Jacques Brel’i dinlemeyi, Steve McQueen’i, Alain Delon’u, Dustin Hoffman’ı izlemeyi sen öğrettin. Çok dil konuşmamı sen istedin. Dünyayı çok seviyordun ama insanların çizdikleri sınırları ve bir yerden bir yere gidememelerine anlam veremiyordun. Sayende çok gezdik. Çok taşındık. Hiç durmadık. Çünkü sen yerinde durmayı bilmezdin. Her gittiğimiz evde, karavanda, arabada ilk yaptığın şey Atatürk’ün resmiyle bir takvim asmaktı.”
“KEŞKE DAHA ÇOK YAŞASAYDIN”
Elçin, babasının zaman geçişine dair korkularını dile getirirken, “Tek korktuğun o takvimin temsil ettiği geçen zamandı. Çok yakışıklıydın. Bir gün Paris’te asansöre bindiğimizde, aynanın karşısında o güzel takım elbisenin içinde kendine baktın ve 20 yaşında bir genç gibiyim ama bedenim yaşlı ve yaşlanmaya devam ediyor demiştin. Hayatı çok seviyordun. Keşke daha fazla yaşasaydın. Ama babacığım, rahat uyu. Abimi ve beni çok sevdin ve bizi güzel insanlar yaptın. Bundan eminim. İyi bir insan olmaya devam etmeye çalışacağım. Söz veriyorum. Seni çok seviyorum babacığım. Seni çok özleyeceğim. Bakışlarını, saçlarını, ellerini, kokunu, tenini… Sana sarılmayı… Çok özleyeceğim… Çok. Hoşça kal.” şeklinde duygularını ifade etti.
Çağla Pınar Yılmaz
Muhabir
