Dedelerimizin ve babaannelerimizin hikâyeleriyle büyüdük, masalları dinleyerek zaman geçirdik; elimizdeki telefonların dünyasından uzak, daha gerçek bir yaşam sürdürdük. Bu düşüncelerle yola çıktım, çünkü yeni kuşak sanatçılardan Durmuş Bahar’ın ilk solo sergisini tanıtmak istiyorum. Küçük yaşlarda resim çizen ağabeyinin izinden giden Bahar, zamanla eserleriyle dikkate değer bir kariyer inşa etti. Sergisinin ismi ise heyecan verici: Bulutlarda Gezinti. Bu sergi, çocukların telefonlarını bir kenara bırakıp, başlarını gökyüzüne kaldırmayı unuttukları o büyülü dünya üzerine kurulu. Bu serginin içeriği, farklı bulutlara ev sahipliği yapan gökyüzünün derinliklerine bir yolculuk sunuyor. Zeynep Öztürk’ün küratörlüğünde düzenlenen sergi, Durmuş Bahar’ın denizle komşu olan Samsun’daki doğumuyla şekillenen eserlerini sergiliyor. Bahar’ın çalışmalarında gökyüzü kadar deniz de önemli bir yer kaplıyor; bazı tablolarda yukarıda ve aşağıda iki farklı dünya ile karşılaşıyoruz.
Bahar, On Dokuz Mayıs Üniversitesi’nden resim bölümü mezunu. Sonrasında aynı üniversitede “Teknolojik gelişmeye paralel olarak duvar resmi tekniklerinin eğitimi” üzerine yüksek lisans yaptı. Bu eğitim, çalışmalarında dijital ortamda yarattığı görsellerle zenginlik katmasına da olanak sağlamış. Bahar, görsellerini ve imgelerini kolaj tekniğiyle bir araya getirerek, dijital sanatı da çalışmalarına dahil etmiş. 1960’lardan itibaren hayatımıza giren dijital sanat üzerine Bahar, “Sergimde de gördüğünüz gibi bu alanda çalışmalarım var. Günümüz teknolojisi sanat için muazzam imkanlar sunuyor. Tarih boyunca sanat, teknolojiyle iç içe olmuştur. Ben de hikâyelerimi anlatırken dijital alanda kendimi ifade edebiliyorum” şeklinde açıklamada bulunuyor. Belirttiğim gibi, Bahar’ın eserleri sayesinde masallar ve rüyaların gerçeküstü dünyalarına adım atıyoruz. Bir bulut, bir uçak… Hepsiyle farklı seyahate çıkabiliyoruz. “Gerçek olanla, olmayan arasında bir köprü kurmaya çalışıyorum” diyor, hayranlıkla dinlediğimde.
3D GÖRÜNTÜLERLE DE GEZİLEBİLİYOR
Bahar için bulutlar, gerçek hayat ile hayal dünyası arasında bir köprü görevi görüyor. İzleyiciyi içsel ve dışsal dünya ilişkisinin sorgulanmaya davet eden merdivenler ve pencereler… Resimlerde sürekli uçuşan bir kırmızı kumaş, tutku ve aşkı temsil ediyor, bu kumaş her imgenin hikâyesinde önemli bir rol üstleniyor. Bahar, eserlerini üretirken tek bir yazılım kullanmadığını belirtiyor. Farklı dijital olanakları değerlendirerek imgelerini oluşturuyor. “Bir görseli üretmek için 3D’yi kullandığım gibi, hazır bir fotoğrafı manipüle etmek için Adobe Photoshop da kullanıyorum. Ayrıca, bazı görsellerimi kedime özel dijital fırçalarla çizim tabletim üzerinde üretiyorum. Dijital sanatın güncel olanaklarını daima takip eden biriyim. Eserlerimde hangi dijital teknik etkili olacaksa, onu kullanıyorum. Son dönemde yapay zekanın dijital sanat alanındaki varlığına da, video animasyon projelerimde hibrit bir şekilde yer vermeye başladım” diye ekliyor. Unutmadan, sergiyi 3D görüntülerle internet üzerinden de izlemek mümkün. Teknoloji ile iç içe geçmiş eserler üreten bu sanatçının sergisinin çevrimiçi gezilebilmesi, çağımızın bir gerekliliği haline gelmiş durumda.