Trendyol Süper Lig’in 31. haftasında Samsunspor, Galatasaray’ı konuk etti.
Müsabaka öncesinde güzel bir futbol izlemek umuduyla karşılaşmaya hazırlık yapıldı.
Ancak maalesef futbolun ön plana çıkamadığı bir ortamda, sahada gerçek anlamda bir mücadele sergilenemedi.
Saha dışındaki gelişmeler, futbolun ruhunu etkiledi ve bu durum, maçı izlemek isteyenlerin beklentisini boşa çıkardı.
Ah, şu güzel oyunu bir sahada oynayıp izleyebilsek!
Türkiye’de futbol kalitesinin düştüğü herkesin malumu.
Takımlar, mücadele ettiklerinin karşılığını alamazken, saha dışı ve saha içi etkenler buna engel oluyor.
Hakemlerin sahada yaptıkları tartışmalara konu olan uygulamalar ise ayrı bir mesele.
Futbol, oyun kurallarıyla yönetilen bir spor dalıdır; ancak bizim ülkemizde maalesef kuralların dışına çıkılıyor.
Bu nedenle, altta kalanın durumu oldukça zorlaşıyor.
Bu konuda abartılı düşündüğümü düşünebilirsiniz; fakat gelin ligdeki takımları analiz edelim.
Bugün itibarıyla Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın toplam borcu yaklaşık 50 milyar TL’yi buluyor.
Anadolu kulüplerinde borç miktarı 50 milyon TL’yi geçtiğinde ise ciddi yaptırımlarla karşılaşıyorlar.
TFF, UEFA ve diğer kuruluşlar, bu kulüplerin üzerine giderek yaptırımlar uyguluyor.
Herkes bir yaptırım peşinde. Bu baskı altında kalan kulüpler ya ligden düşüyor ya da zor duruma düşerek başka sorunlarla yüzleşiyor.
Hiç Galatasaray, Fenerbahçe ya da Beşiktaş’ın transfer yasağı aldığını duydunuz mu?
TFF, UEFA ve FIFA’nın belirlediği mali yapı kuralları ne yazık ki bu kulüpler için geçerli olmuyor.
Örneğin, Samsunspor’un üç transfer döneminde transfer yasağı cezası alması gibi bir durum yaşanıyor.
Futboldaki adaletsizlik, bu noktada kendini gösteriyor.
Ne kadar iyi oynamaya çalışsanız da, futbolun adalet terazisi bu büyük kulüplerin ağır basmasıyla dengesizleşiyor!
19 Mayıs Stadyumu’nda oynanan Samsunspor – Galatasaray maçında, ofsayt gerekçesiyle iptal edilen bir gol dikkat çekti.
Golün iptali, sadece 30 saniye gibi kısa bir süre içinde VAR tarafından gerçekleşti, ancak ofsayt çizgisi 5 dakika sonra gösterildi!
Buna da ‘şark kurnazlığı’ demekten başka çare yok!
Gerçekten adalet anlayışının sorgulanacağı bir durum; peki, bu takımlara aynı uygulamayı yapmaya cesaret edecek hakem var mı?
Bu şartlarda sahada nasıl mücadele edilebilecek? Samsunspor, bu halde Galatasaray’ı nasıl yenebilir ki?
Spor ahlakından eser yok mu?
Maç sonrası Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’a muhabirler tarafından aynı gol hakkında sorular yöneltildiğinde, “Ben görmedim, işitmedim” şeklinde yanıt vermesi dikkat çekti.
Galatasaray Kulübü’nün İkinci Başkanı Metin Öztürk, basın toplantısında olay hakkında konuşmaktan kaçmaya çalıştı.
Özellikle bazı maçların ardından saatlerce konuşan yöneticilerin neden sessiz kaldığı merak konusu.
Çünkü, yöneltilen soruların en başında iptal edilen golün yer aldığı çok iyi biliniyor.
Spor kamuoyunun karşısında bunun cevabını veremeyeceklerine dair bir korku oluşmuş durumda.
Bütün bunlar, futbolun ne derece kötü bir durum içinde olduğunun bir göstergesidir.
Maç öncesinde Samsun 19 Mayıs Stadyumu’ndaki protokol girişinde ciddi bir karmaşa yaşandı.
Hiç maça gelmeyen kişilerin yoğun bir katılım göstermesi dikkat çekti, ancak bu ilgi maalesef Samsunspor için değildi.
Araç parkı düzenlemesi bozulmuş durumda, gelenlerin araçlarını düzenli bir şekilde park etmemesi nedeniyle giriş ve çıkış tamamen kapandı.
Samsun Valisi Sayın Orhan Tavlı’nın maça gelmesine rağmen, makam aracının protokol parkına giremeyişi dikkat çekici.
Yıllardır bu stadyumu ziyaret eden biri olarak, ilk kez Vali Bey’in maça gelip de aracının park alanında olmadığını görmekteyim.
Dışarıdan gelen takımlara sürekli olarak gösterilen özel ilginin, Samsun’dan gelen taraftarlara neden sunulmadığı ise ayrı bir tartışma konusu.
Samsunspor Başkanı Yüksel Yıldırım, açılan kapının önünde aracıyla beklemek zorunda kaldı ve içeri girmek için yürümek zorunda kaldı.
Başkanının kendi takımının maçına girebilmesi için neden bu kadar zorluk çektiği sorusu gündeme geliyor.
Başka bir şehirden gelenler bu kadar güçlü olduğu için mi bu uygulamalara maruz kalınıyor?
Bu durumu iyi yönetemeyen yetkililere ne yazık ki tebrikler!
Dışarıda ve içeride adaletin, güçlünün yanında olduğu sürece yerinde saymaya mahkum kalırız.
Başarı için çift standartlardan kurtulmamız elzemdir.
Her birey kendi görevini hakkıyla yerine getirmeli; bu da ancak doğru bir anlayışla sağlanır!…
