Kuantum bilgisayarları, klasik bilgisayarların üstesinden gelemeyeceği karmaşık problemleri çözme yeteneği ile dikkat çekmektedir.
Ancak, kübitlerin kararsız olmaları ve hata toleransının düşük olması, kuantum bilgisayarların pratik uygulamalardaki en büyük engellerinden birini oluşturuyordu.
Bu sorunu aşmak için Google, Willow adını verdiği yeni bir kuantum çipi geliştirerek önemli bir ilerleme kaydetti. Hata düzeltme alanında önemli bir adım sayılan Willow, kuantum bilgisayarların geleceği açısından umut verici bir gelişme yaratıyor.
KÜBİTLER VE HATALAR
Kübitler, kuantum bilgisayarların temel yapı elemanları olarak tanımlanır. Geleneksel bitlerden farklı olarak, hem 0 hem de 1 değerini aynı anda taşıyabilme özelliğine sahiptirler.
Ancak, kübitler çevresel faktörlere karşı son derece duyarlıdır ve bu durum hatalara yol açabilmektedir.
WILLOW’UN BAŞARISI
Willow, hata düzeltme konusunda önemli bir başarı elde etti. Daha fazla kübit kullanarak hataları azaltmayı başaran bu çip, kuantum bilgisayarların kararlılığını artırma yönünde önemli bir adım teşkil ediyor.
Google Quantum AI ekibinden Michael Newman ve Kevin Satzinger, “Willow, hata düzeltilmiş kübitlerin sayısı arttıkça daha iyi hale geldiği ilk işlemci.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Willow’un elde ettiği bu başarı, kuantum hata düzeltme alanında 30 yıllık bir hedefin gerçekleşmesini sağlıyor.
Büyük ölçekli kuantum uygulamaları için büyük bir engeli ortadan kaldıran Willow, kuantum bilgisayarların pratik kullanıma dönüşmesinde kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Aynı zamanda Willow, yüksek hızda işlem yapabilme yeteneği ile de öne çıkıyor. Google, en hızlı süper bilgisayarların 10 septilyon yılda çözebileceği bir problemi Willow’un yalnızca 5 dakikada çözebildiğini açıkladı.
Kuantum bilgisayarlarda hata her zaman mevcut olacak. Ancak, Willow gibi gelişmeler sayesinde bu hataların sayısı azaltılabilir ve kuantum bilgisayarların pratik uygulanabilirliği artırılabilir.
Newman ve Satzinger, “Kuantum hata düzeltmesi şu anda etkili gibi görünüyor, ancak bugünkü binde birlik hata oranları ile gelecekte ihtiyaç duyulacak trilyonda birlik hata oranları arasında ciddi bir fark bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.