Yürekleri parçalayan “heyelan faciası” olayında, oto yıkama bölümüne kaya ve toprak parçaları düşmesi sonucunda tutuklanan akaryakıt istasyonu sahibinin ifadelerini okuduğumda yaşadığım şaşkınlığı gizleyemedim. İstasyon sahibi, ifadesinde “2 yıl kadar önce söz konusu duvardan karayoluna bakan kısımlara taş düşüyordu. Biz de müdürüm K.Y. aracılığıyla gerekli önlemlerin alınması için Canik Belediyesi’ne başvuru yaptık. Ancak bu hususta Büyükşehir Belediyesi yetkili görülerek Büyükşehir Belediyesine, Büyükşehir Belediyesi de Karayolları’na yazı yazdı diye biliyorum” diye belirtti. Bu ifadeleri, suçsuzluğunu kanıtlama çabası olarak yorumlamak mümkün.
Ancak, kendisine sormak gerekir ki; “Madem buradan kaya parçaları düşüyordu, oto yıkamayı dağ tıraşlayarak neden böyle tehlikeli bir alana yaptın?” Bu durumu göz ardı edenler, regionu imara açanlar ve istasyona ruhsat verenler için de “suçsuz” demek pek doğru değil. Her ne kadar bazıları “sütten çıkmış ak kaşık”
Özellikle, geçmişte yaşanan olaylar bu durumu gözler önüne seriyor. 2012 yılında Canik’teki TOKİ konutlarını vuran sel felaketi sonrası başlatılan soruşturmalar, 2015 yılında Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlikle sonuçlandırılmıştı. Ancak 2020 yılında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz sonrasında bu karar yeniden değerlendirildi ve felakette yakınlarını kaybeden başvuranlara 40 bin lira tazminat ödenmesi gerektiği belirtildi. 2023 yılında Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinde suç oranını belirlemek mümkün olmadığını ifade ederek, tutuksuz yargılanan 10 kişinin beraatini karara bağladı. Bu durum, meselelerin yıla bağlı bir tekerlemeye dönebilmesi açısından oldukça ilginç. Öyle ki, “Komşu komşu hu, oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İncik boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye.” şeklinde bir döngü içinde, sorular ve cevaplarla ilerleyen bir süreç haline dönüşen olaylar yaşanabilir. Bu felaketlerin bir daha yaşanmaması adına, sorunun köklü bir şekilde hallolması gerekmektedir. Bu noktada Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, bu konuda kararlıdır. Eğer belirlenen kararlar hayata geçirilemezse, yeni acılarla yüzleşmemiz kaçınılmaz olacaktır! Not: Bugün, 16 yıl önce annemi kaybettiğim gün. Onu daima anıyor ve tüm emekçilerin bayramını kutluyorum…
