Ulusal Para Fonu (IMF) tarafından yapılan açıklamada, 2023 yılından bu yana Türkiye’de uygulanan ekonomik politikaların ülkenin kriz risklerini azalttığı ve güven ortamını güçlendirdiği belirtilmiştir. IMF heyeti, Türkiye’yi ziyaret ederek yapılan reformları değerlendirmiştir. Özellikle genel politika karışımındaki sıkılaşmanın kriz risklerini azalttığı vurgulanmıştır. Bu dönüşümün etkisiyle cari açığın azaldığı, uluslararası rezervlerin arttığı ve kredi notunun yükseldiği açıklamada ifade edilmiştir.
IMF tarafından yapılan açıklamada, ekonomik büyüme ve enflasyon beklentileri üzerine değerlendirmelerde bulunulmuştur. Sıkı para ve gelir politikalarının iç talebi baskılayarak büyümeyi yüzde 3,4 seviyesine çekeceği belirtilmiş, enflasyonun ise yıl sonunda yüzde 43 olması öngörülmüştür. Ayrıca, mali politikanın daraltıcı hale gelmesi ve reel politika oranlarının pozitif kalması beklendiğinden büyümenin yüzde 2,7’ye gerileyeceği ve enflasyonun yaklaşık yüzde 24 olacağı ifade edilmiştir.
IMF’nin açıklamasında, enflasyonun düşürülmesi için daha büyük mali konsolidasyona ihtiyaç olduğuna vurgu yapılmıştır. Vergi harcamalarının rasyonalize edilmesi, vergi tabanının genişletilmesi ve temel olmayan sermaye projelerine harcamaların sınırlanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, enflasyon beklentilerinin yeniden sabitlenmesinin önemine dikkat çekilmiş ve enflasyonu düşürmeye katkı sağlayacağı belirtilmiştir.
IMF tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin haziran ayında Mali Eylem Görev Gücü’nün “Gri listesinden” çıkarılmasının memnuniyet verici olduğu belirtilmiştir. Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin finansal istikrarının sürdürülmesi için sürekli dikkat ve daha fazla reform gerektiğine vurgu yapılmıştır. Özellikle, KOBİ’lere yönelik engellerin ele alınması, iş gücü piyasasının iyileştirilmesi ve yeşil geçişin hızlandırılması gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, IMF tarafından yapılan açıklamada Türkiye’nin ekonomik politikalarındaki dönüşümün kriz risklerini azaltarak güveni artırdığı ve enflasyonun düşürülmesi için daha büyük mali konsolidasyona ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, Türkiye’nin finansal istikrarının sürdürülmesi ve reformların devam etmesi gerektiği belirtilmiştir.