İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Ahmad Khan’ın tutuklama emri talebini, Netanyahu “antisemitizm” olarak nitelendirdi. Khan, Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Hamas liderlerine karşı tutuklama emri çıkarılması talebinde bulunmuştu. Netanyahu, Khan’ın talebini saçma ve yanlış olarak değerlendirerek, tüm İsrail devletine yönelik olduğunu söyledi. Netanyahu ayrıca, Khan’ı Hamas ile İsrail askerlerini karşılaştırmanın cüretkârlığıyla suçladı ve İsrail ordusunu dünyanın en ahlaklı ordusu olarak nitelendirdi.
Netanyahu, Khan’ın tutuklama emri talebinin, üniversite kampüslerinden Lahey’e taşınan “yeni antisemitizmin” bir örneği olduğunu belirtti. İsrail halkına, UCM’nin İsrail’i zor durumda bırakma çabasının başarısız olacağına ve hiçbir uluslararası organın İsrail’in düşmanlarını durduramayacağına dair güvence verdi. Ayrıca İsrail’in Hamas’a karşı tam bir zafer kazanacağına inandığını ifade etti. Khan’ın tutuklama emri talebine karşı çıkarak, İsrail’in gücüne ve zafer elde etme kararlılığına vurgu yaptı.
Khan, Netanyahu ve İsrail savunma bakanı yanı sıra Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinwar, Hamas’ın askeri kanadı El-Kassam Tugayları’nın komutanı Muhammed Diyab İbrahim el-Masri ve Hamas siyasi büro başkanı İsmail Haniye’ye karşı tutuklama emri talebinde bulundu. Ancak, İsrail ve Hamas liderlerine yönelik tutuklama emri konusunda son kararı, Uluslararası Ceza Mahkemesi yargıçları verecek. Bu konuda UCM’nin nasıl bir karar alacağı ise belirsizliğini koruyor.
Haberin kaynağı İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından yapılmıştır. Netanyahu’nun tepkisi büyük yankı uyandırmış ve uluslararası arenada tartışmalara neden olmuştur. UCM’nin Netanyahu’ya ve diğer isimlere karşı hangi kararı alacağı merakla beklenmektedir. Netanyahu’nun açıklamaları, İsrail’in sert ve kararlı duruşunu yansıtmakla birlikte, uluslararası ilişkiler açısından da önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir. Netanyahu’nun tutuklama emri talebine karşı sert bir şekilde yanıt vermesi, İsrail’in uluslararası arenadaki konumunu bir kez daha ortaya koymuştur.