Güney Koreli bir sosyal medya fenomeninin, Samsun’un Çarşamba ilçesinde bir sürücü ile yaşadığı talihsiz diyalog, hem yerel hem de ulusal medya kaynaklarında geniş yankı uyandırdı. Bazı haber başlıkları durumu “Taciz” şeklinde tanımlarken, diğerleri ise “Bezdiren ısrar” ifadesini kullandı…
Taciz terimi, “Canını sıkma, tedirgin ya da rahatsız etme” anlamına gelmektedir…
Video izlendiğinde, bu tanımına uygun bir taciz durumu söz konusu, ancak olayın ciddiyeti ve duygusal etkisi bunu daha ağır bir hale getiriyor…
Bazı medya kuruluşlarının “Bezdirici ısrar” ifadesi ise bu kayda değer olayda daha gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor gibi görünüyor…
“Böyle haberler yapılmasın” diyen bir ses yok!…
Fakat, kelime seçimlerinin yarattığı algılara dikkat etmek de son derece önemli…
Hem konuşmalarımızda hem de yazarken bu hususa özen gösterilmesi gerekiyor…
Bir anıyı aklımdan çıkarmıyorum…
1987 yılında, Anadolu Ajansı’nın “Efsane genel müdürü” Hüsamettin Çelebi, Samsun Bölge Müdürlüğü’ne ziyaret etmişti…
Odaya girdiğinde sohbet etmeye başlamıştık…
Bu esnada, eski tip döner koltuğumdan gelen gıcırtılı sesle birlikte sohbet sürdü…
Rahmetli Çelebi, “Koltuğun gıcırdıyor” “Koltuğun sallanıyor” şeklinde de ifade edebilirdi. Zira gerçekten de koltuk sallanıyordu. Ama o böyle söylemedi. Eğer “Koltuğun sallanıyor” deseydi, yanlış bir anlam gibi algılanabilirdi; örneğin, “Görevden alınma” gibi bir durumla ilişkilendirilebilirdi…
“Sözcüklerin gücü” hakkında bir hikayeyi paylaşmak istiyorum…
“Ünlü bir caddenin köşe başında dilenen görme engelli bir adam, önündeki kutuya hiç para bırakılmadığını fark etti. Adamın göğsündeki küçük tabelada ‘kör’ yazıyordu. Buna rağmen kimse yardım etmemişti. İnsanların aceleyle geçiş yaptığını gözlemleyen adam, paranın bırakılmamasının bu yüzden olduğunu düşündü. Tam bu düşünceler içinde umudunu kaybedecekken, bir kişinin kutuya para attığını duydu. Ardından, o kişi ‘Önünüzdeki bu yazıyı değiştirebilir miyim?’ diye sordu. Kısa bir süre sonra, görme engelli adamın önündeki kutudaki bozuk paraların arttığını hissetti. En son parayı bırakan kişinin yazıyı okumasını rica etti. Kadın, kutuya ‘Bahar geldi ama ben göremiyorum’ yazdığını söyledi. Bu ifade adamı derinden etkiledi.”…
Uzatmadan geçelim…
Ünlü tasavvuf şairi Yunus Emre ile bitirelim:
“Söz ola bitire savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz”