Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, emekçilere ve emeklilere yaşamlarının son anına kadar çalışmaları önerisinde bulunarak dikkatleri üzerine çekti. Işıkhan, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, “Çalışabildiğiniz kadar, Allah bize ne kadar nefes veriyorsa, son ana kadar çalışmaya gayret gösterin” dedi. Bu ifadeler, özellikle sabit ve dar gelirli milyonlarca insanı derinden etkiledi.
Bakan Işıkhan’ın bu yaklaşımı, asgari ücretle geçim mücadelesi verenler kadar, en düşük emekli aylığı ile hayatını sürdürenleri de kapsıyor. Emekçilerin ve emeklilerin maaşlarını insanca yaşanabilir seviyeye çıkarma hedefinden uzaklaşarak, “Son nefesinize kadar çalışın” demek, toplumun ekonomik durumunu göz ardı etmek anlamına geliyor.
Her gün artan zamlarla birlikte, emekçi, memur ve emekliler ellerinde kalan sınırlı bütçe ile çaresizlik içinde yaşam mücadelesi veriyor. Emekliler, geçimlerini sağlamak adına pazara gidip, en uygun fiyatlı sebze ve meyveleri karanlıkta toplamak zorunda kalıyor. Asgari ücret de pek çok insan için temel ihtiyaçları karşılayacak düzeyde değil. Emekli aylıkları, memur maaşları ve işçi ücretleri sürekli olarak artan enflasyon karşısında hızla değer kaybediyor.
Milyonlarca emeklinin zaten yetersiz olan gelirleri nedeniyle ek iş yapma gerekliliği ortaya çıkıyor. İstatistikler, 4 milyonu aşkın emeklinin, kayıtlı veya kayıtsız olarak farklı alanlarda çalıştığını gösteriyor. Örneğin, 70 yaşındaki bir emeklinin inşaatlarda çalışması, yaşlı bireylerin sağlık durumlarını da riske atıyor. Maddi sıkıntılar yüzünden yaşlı insanların ağır işlerde çalışmak zorunda kalmaları, toplumsal bir sorun halini almış durumda.
Bakan Işıkhan’ın önerisi yerine, emekçilere ve emeklilere yönelik ekonomik iyileştirmelerin yapılması gerektiği aşikâr. Asgari ücret ve memur maaşlarının artırılması, en düşük emekli aylığının asgari ücrete eşitlenmesi gibi tedbirlerle sorunların çözülmesi hedeflenmelidir. Sağlık katkı paylarının kaldırılması ve bayram ikramiyelerinin artırılması gibi önlemler, emekçilerin ve emeklilerin yaşam kalitesini artırabilir.
İnsanların zorunluluktan çalıştığını göz önünde bulundurarak “Son nefesine kadar çalışın” demek yerine yapıcı öneriler geliştirmek, Bakan’ın asli görevidir. Emekçilerin ve emeklilerin yaşam standartlarını yükseltmek, hükümetin öncelikli hedefi olmalıdır.