Bayram dönemi, trafik cezalarında beklenen artışlarla gündem oluşturdu.
Bu konuda yapılan sohbetlerin çoğu, kesilen cezalara odaklandı.
Alkol alarak araç kullananlar, sahte plaka kullananlar, “dur” ihtarına uymayanlar ve yaralamalı kazalarda olay yerinden kaçanlar sıkça anılırken, kırmızı ışık ihlali, cep telefonuyla konuşma ve ehliyeti yanında bulundurmayanlara yazılacak cezalar ise yoğun eleştirilere maruz kaldı.
Yine de bazı kişiler, bu cezaların caydırıcı olduğunu düşündüğünü belirtti.
Alınan bu önlemlerle Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe açığını kapatacağına dair düşünceler de oldukça yaygındı.
Bir diğer tartışma konusu ise trafik levhalarının yerleşimiydi. Özellikle bazı hız levhaları, sosyal medya üzerinden gündeme getirildi; örneğin, 70 km/s hız levhasının 200 metre sonra 30 km/s’ye düşmesi gibi.
Yaya geçiş işaretleri de dikkat çekici bir hal almakta. Örneğin, Atakum’un İncesu bölgesinde bir yaya işaretinin bulunduğu noktada, bariyer kesilmiş ve insanlar ancak atlayarak geçebilmekte. Durum adeta bir fıkrayı andırıyor.
Bu bayramda trafik cezalarıyla ilgili birçok fıkra duyuldu. Öne çıkanlardan birini paylaşayım:
“Bir ilçede, görevine bağlı bir trafik polisi, kurallara uymayan hiçbir araca ceza yazmamaktan kaçınmıyordu. Eğer bir ihlal bulamazsa, çamurlu araçlara ceza kesiyordu. Bu durum yerel esnafı oldukça bunaltmıştı. Esnaflar, topluca ilçe emniyet müdürüne giderek şikayetçi oldular. Müdür, esnaf heyetinin ayrılmasından sonra trafik polisini çağırdı ve ona, ‘Esnafı bu kadar bunaltma’ dedi.
Polis cevap olarak, ‘Görevimi yapıyorum efendim’ derken, müdür sinirlenip bir ceza makbuzu vererek, ‘Yarın sabahdan akşam mesai bitiminde bu koçanı doldur’ dedi ve onu hiç araba geçmeyecek bir yol üzerine görevlendirdi.”
Trafik polisi, görev heyecanıyla ‘Emredersiniz’ diyerek makam odasından ayrıldı ve talimat aldığı yere yöneldi.
O yolda gün boyunca eksiklikleri affetmeden ceza yazdı. Mesai bitmeye yaklaşırken, makbuz koçanında bir yaprak kalmıştı.
Bu sırada, karşıdan bisikletle gelen bir rahibi görünce içi rahatladı. Uygun bir ceza bulabilirdi. Onu durdurdu; frenler sağlam, lambaları yanıyordu, lastik basıncı yerindeydi, hem de pompası vardı…
Polis, rahibe ceza yazma umuduyla sordu, ‘Ne istiyorsun memur bey? Bisiklette benden başka kimse yok, bırak gideyim’ yanıtını aldı. Ancak, trafik memuru ‘Ne diyorsun?’ diyerek bisiklete iki kişi binmekten ceza yazdı.”
Fıkraya bir kenara bırakırsak, cezalar henüz yasalaşmadan sürücüler bu bayramda oldukça dikkatli davrandı.
Kazalarda belirgin bir azalma gözlemlendi ancak, cezaların gündeme gelmesiyle birlikte bazı haklı eleştiriler de ortaya çıktı.
Trafik levhalarındaki kafa karıştıran değişiklikler ve ilginç yaya geçişleri, tartışmaların odak noktası haline geldi.
