UEFA Disiplin Kurulu, son verdiği ceza ile çifte standardını ortaya koymuştur. Juventuslu futbolcu Merih Demiral’a bozkurt selamı yaptığı için 2 maç men cezası veren kurul, Atletico Madridli taraftarların Benfica ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında Nazi sembolleri taşıması ve bunları göstermesine sadece 30 bin euro ceza vermiştir. Bu karar, Nazi sembollerinin tribünlerde sergilenmesine karşı alınan komik bir önlem olarak nitelendirilebilir. Ayrıca, taraftarlara 1 deplasman maçında tribünde yer almama cezası da uygulanmıştır.
Lazio Kulübü de UEFA’nın aldığı kararlar doğrultusunda hareket etmiş ve taraftarlarının Anderlecht ile oynanan UEFA Avrupa Ligi maçında ırkçı tezahüratlar yapması üzerine 45 bin euro ceza almıştır. Ayrıca, Lazio’nun iki tribünü de 1 yıl boyunca kapatılmıştır. Bu tür cezaların ırkçılığa tolerans gösterilmeyeceğini gösterdiğini belirtmek gerekir.
UEFA Disiplin Kurulu’nun, Merih Demiral’a verdiği ceza ile tribünlerde sergilenen Nazi sembollerine ve ırkçı tezahüratlara verilen cezalar arasındaki fark, çifte standartı açıkça ortaya koymaktadır. Spor organizasyonlarında ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etme konusundaki kararlılığın tutarlı olması gerektiği düşünülmektedir.
Futbol dünyasında ırkçılığa ve ayrımcılığa sıfır tolerans politikasının uygulanması gerektiği konusunda genel bir kanı olmasına rağmen, UEFA’nın verdiği cezaların etkinliği ve caydırıcılığı konusunda bazı eleştiriler mevcuttur. Özellikle, Nazi sembollerinin tribünlerde sergilenmesine sadece mali cezalarla karşılık verilmesi, ırkçılığın ciddiyetini ve tehlikesini yeterince yansıtmamaktadır. Bu nedenle, UEFA’nın ırkçılıkla mücadelede daha etkili ve tutarlı adımlar atması gerektiği düşünülmektedir.
Futbolun, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadelede bir platform olarak kullanılması ve sporun evrensel değerleriyle uyumlu bir şekilde hareket edilmesi gerekmektedir. UEFA’nın aldığı kararlar, bu temel ilkelere uygun olmalı ve sporun herkes için eşit ve adil bir şekilde yaşanabileceği bir alan olmasını sağlamalıdır. Bu doğrultuda, çifte standart uygulamaların ve ırkçılığa hoşgörünün önlenmesi için daha sıkı önlemler alınmalı ve kararlı bir tutum sergilenmelidir. Bu sayede, futbolun gerçek değerleri korunabilir ve sporun toplumsal etkisi olumlu yönde artırılabilir.