Koronavirüs salgınından dünya genelinde yeni bir tehdit ortaya çıktı. FLiRT varyantı olarak adlandırılan bu yeni virüs, özellikle ABD ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde hızla yayılmaya başladı. Mayıs ayından bu yana dünya çapında artan FLiRT vakaları, hastalarda uzun süreli öksürük ve ateş gibi belirtilere neden oluyor. CDC verilerine göre, bu yaz ABD’deki hastanelere koronavirüs şikayetiyle başvuranların çoğunda FLiRT varyantına rastlandı. Bu durum acil servis ziyaretlerinde ve hastaneye yatışlarda önemli bir artışa sebep oldu.
FLiRT varyantı içinde KP.3, KP.2 ve KP.1.1 alt türleri bulunmakta olup, özellikle KP.3 enfeksiyonların büyük bir kısmını oluşturuyor. Yunanistan ve Japonya’da da KP.3 varyantında artış gözlemlendiği rapor ediliyor. Hastalığın belirtileri genellikle soğuk algınlığına benzer şekilde burun akıntısı, boğaz ağrısı ve uzun süren öksürük nöbetlerinden meydana geliyor. Bu nedenle bazı uzmanlar, hastalığa “100 günlük öksürük” adını vermiş durumda.
Uzmanlar, öksürükten kaynaklanan potansiyel riskleri özellikle bebekler için vurguluyor. Ayrıca FLiRT varyantlarının hızlı yayılmasının Avrupa Futbol Şampiyonası gibi kalabalık etkinliklerle ilişkilendirildiği belirtiliyor. Bununla birlikte, Avustralya’da LB.1 adı verilen başka bir koronavirüs varyantının da yayılma eğiliminde olduğu kaydediliyor. Sağlık uzmanları, LB.1’in diğer varyantlardan daha hızlı yayılabileceği uyarısında bulunuyor.
Görünüşe göre, koronavirüs salgını bitmiş gibi görünse de FLiRT varyantıyla yeni bir sağlık tehdidi karşımıza çıkmış durumda. Bu nedenle kamu otoriteleri ve sağlık kuruluşları, halkı bu yeni virüse karşı uyararak önlemler almaları konusunda bilgilendirmelidir. Ayrıca, aşılama programlarının hızlı bir şekilde devam ettirilmesi ve toplumun bilinçlendirilmesi, bu tür salgın hastalıklarla mücadelede önemli bir rol oynayacaktır. Son olarak, bireylerin kişisel hijyenlerine dikkat etmesi, kalabalık ortamlardan kaçınması ve maske takması gibi temel önlemleri almaları da bu süreçte önemli bir adım olacaktır.